Ordu Turnalık Yaylası Gerce Şelalesi Yürüyüş Parkuru

12-13 Temmuz 2014

Uzun süredir adım adım ilerleyen insansız hava aracı projemden biraz uzaklaşıp, hava almak için yaylaya çıkmaya niyetliydim fakat bir taraftan da yaylaya çıkmak için kendime sebep üretemiyordum. Recep Dayım yaklaşık 10 gündür yaylada arkadaşlarıyla beraber zaman geçiriyormuş. Beni de davet etmişti. Ben de uçağın uçmadan evvel son kalibrasyonlarını yaptıktan sonra motora, uzun süredir kullanmadığım kamp ekipmanlarımı yükledim yola çıktım…

İstikamet Turnalık Yaylası. Yaklaşık 50 Km kadar bir yol. Bol virajlı ve bol çıkışlı bir yol. Bisiklete spor amaçlı bindiğim zamanlar gün içinde bisikletle tempolu hızda çıkıp inebildiğim bir yol… Kalacağımız oba 1500m yükseklikte… 1 saatten biraz fazla bir sürede Kaleboynu Obasına varıyorum. Dayım ve arkadaşlarıyla tanışıyorum. Çadırımı kuruyorum. Şu yeni aldığım gölgelik amaçlı Tarp’ı da kuruyorum. Sabah güneş doğduğunda çadırımı gölge yapmasını planlıyorum. Bakalım işe yarayacak mı? Akşam güzel bir uyku çekiyorum. Çünkü hava serin :) Yahu şehirde cidden eziyet çekiyoruz. Yaylada hava mükemmel !

 

Kaldığımız obanın yakınında güzel manzaralı bir alan var. Arka bahçe :) Dayımla beraber burada biraz fotoğraf çalışıyoruz.

Yayla evi.

 

Yayla ineği :)

 

Sabah müsli+ekstra kuru üzüm+süt+bal ile kahvaltımı yapıyorum. Gürkan’dan kalma bir alışkanlık. Kahvaltı çok parçalı bir öğün. Zeytin, peynir,  domates, biber, bal, kaymak derken alması bir dert, taşıması bir dert,  yemesi ve kaldırması başka bir dert.  Kahvaltı keyfini başka zamanlara saklıyorum. Şimdi hızlıca kahvaltı yapıp yola koyulmak istiyorum. Bilgisayar başında kalacağım obaya yakın yürüyüş rotalarını çıkartmıştım. Bundan bir kaç yıl evvel turizm müdürlüğü tarafından Ersin Demirel’e Ordu’nun yürüyüş ve bisiklet rotaları çıkarttırılmış. Yürüyüş rotalarında levhalar olduğunu biliyorum. Geçen sene yaylada katlanır bisiklet ile yaptığım bisiklet turunda bir kaç levha görmüştüm. Ersin Demirel’in sitesinde tüm rotaların iz kayıtları bulunuyordu. Buradan bir kaç yürüyüş rotasını indirip gps cihazıma yükledim. Gerce Şelalesi epey ilgimi çekti. Fotoğrafları da oldukça cezbediciydi… Gps cihazından gerce şelalesinin rotasını açıp yola çıkıyorum.

Obadan çıkınca başka yerleşim yeri yok. Direk ormanın içinde buluyorsunuz kendinizi. Ağaçlar, çiçekler, böcekler. Biraz yürüyüp biraz fotoğraf çekiyorum. Özellikle çiçek-arı fotoğrafına verdim kendimi :) Gideceğim yolun çok büyük kısmı araç yolu. Yani şelaleye dileyen toprak yola uygun bir araçla da gidebilir. Bisikletle ve motosiklet ile illaki gidilir. Ama ben yine de yürümeyi öneririm. Zira etrafta görülmesi, fotoğraflanması gereken çok güzel detaylar var. Güzel zaman geçirmek için yalnızca şelale görmek gerekmiyor. Parkurun her adımı güzel…

Uzunca bir iniş yapıyorum. Yolumun geneli sık ormandan kaynaklı gölgelik… Etrafta kuş sesleri hakim. Ara ara yol kenarındaki çimenlerden benden ürküp kaçan kertenkelelerin çimenlerde bıraktığı hareket sesleri geliyor. Hava serin, zaten genelde gölgeden yürüyorum kısa bir yürüyüşe alışma evresinden sonra büyük bir keyifle yürüyorum.

Solumda aşağıda bir dere beliriyor. Yalnız derenin suyu oldukça bulanık. Bu civarda bir HES inşaatı olması gerek.  Muhtemelen bu inşaattan kaynaklı bir durum… Umarım Gerce Şelalesi bu akarsu üzerinde değildir…

Bir dere ayrımına geliyorum. Benim gideceğim yön daha ufak ve suyu temiz olan dere yönünde. Sonradan haritadan baktığımda büyük ve suyu bulanık olan derenin Turnasuyu olarak geçtiğini öğreniyorum. Benim gideceğim yöndeki dere ise üzerinde bulunan şelale ile aynı adı taşıyan Gerce Şelalesi…

Başlangıçta dere yatağından ilerlemeye çalışıyorum. Olmuyor. Sonra biraz yukarıdaki otlarla kaplı yola çıkıp devam ediyorum.

Evet ağaçlar arasından şelaleyi gördüm. Pek de güzel. Patikadan döne döne şelalenin bulunduğu yere iniyorum. Çok güzel çok. Su temiz, etrafta kimse yok. Sadece şelaleden dökülen suyun sesini duyabiliyorum. Bol bol fotoğraf çekiyorum. Tripodu getirseydim daha güzel uzun pozlama fotoğraf çalışması yapabilirdim… Buraya kadar gelmişim şelalede yüzmeden olmaz. Suyun ne kadar soğuk olduğunu söylememe gerek yok. ”Girince alışıyorsun”’ diyemem :) Ama soğuk suda yüzmek çok iyi geldi. Şelalenin altına gireyim dedim fakat yukarıdan düşen su damlacıkları kafama kurşun gibi çarpmaya başladı. Evet bedenden sonra beynim de uyuştu :) Bir kaç dakika sonra sudan çıkıyorum.

Keşke yanımda sucuk-ekmek getirseydim. Şurada ufak bir ateş yakıp afiyetle yerdim… Dayım ekmek arası peynir yapıp vermişti. Onu yedim. Yoksa yanımda yiyecek namına hiçbir şey getirmediğimi fark ettim. İçmeye su bile getirmemişim :) Neyse ki hava sıcak değil…

Şelalede bolca zaman geçirdikten sonra dönüş yoluna geçiyorum. Yine bol bol fotoğraf ve video çekiyorum tabi ki… Yalnız dönüş yolunu değiştirmeye niyetliyim. Uzun yıllardır görmediğim, mazarasını çok sevdiğim bir mekan var. Ablak Kaya olarak geçiyor… Ormanın içinde kocaman bir kaya ve aşağısı uçurum… Geçilmez Vadisi’ne bakan süper bir manzara…

Tırmanışın bir yerinden yol Ablak Kaya’nın olduğu yere giden yola ayrılıyor. Orman içinden giden bir yolda yürümeye devam ediyorum. Yolum üzerinde ufak bir dere geçişinde ufak bir kurbağa gördüm. Beraber fotoğraf çekinebilmek için (özçekim!) çok küçüktü. Ben de yalnız çektim :)

Parkurun yol ayrımlarında levhalar veya bu şekilde kırmızı beyaz işaretler mutlaka vardı. Yalnız bazı işaretler epey silinmiş. Dikkat edilmezse görülmüyorlar…

 

Ablak Kaya’ya varıyorum. Yıllar evvel o manzara karşı aldığım hazzı eksiksiz yeniden alıyorum. Ne güzel bir manzaradır bu !

Burada da ziyadesiyle vakit geçirdikten sonra Kaleboynu Obası’na geri dönüyorum. Yola çıkalı epey zaman olmuş. Ayaklarımda hafif bir yorgunluk var. Yürüdüğüm toplam yol 12 km kadar. Toplam tırmanış 650 m. Bir o kadar da iniş tabiki…

Akşam üstü dayımla beraber Susuz Obası’na geçiyoruz. Gün batımı çok güzel oluyormuş buranın. Susuz Obası kamp alanımıza biraz uzak olduğu için arabayla gidiyoruz. Kocaman çimenlik bir tepe. İnsanın koşup tepinesi geliyor :) Tepeye vardıktan kısa bir süre sonra o kapalı havada bile batı yönünde uçsuz bucaksız gökyüzünde güneş tüm kızıllığı ile belirdi. Tamamen dağlık olan Karadeniz’in sıra sıra yerleşmiş dağlarının silueti gün batımına ayrı bir derinlik katıyordu… Bu güzel gün batımını fotoğraflamak çok güzeldi fakat bir taraftan da deli bir rüzgar ve soğukla baş etmemiz gerekiyordu. Hani kamp atmak için pek güzel bir yer olabilir fakat bu rüzgar ve çekilesi bir şey değil doğrusu… Günü bu güzel mekanda batırdıktan sonra obaya geri dönüyoruz.

Kampta güzel bir yemek bizi bekliyordu. Ama özellikle bahsetmek gerekirse yayla mantarı ve turşu kavurması harikaydı… Fotoğrafları yok maalesef :) Akşam ateş başında dayım ve arkadaşlarıyma muhabbet etmek keyifliydi. Aralarında biri vardı ki çocukluğumdan beri adını duyduğum fakat bir türlü tanışmak nasip olmamıştı. Enis Ayar… İsmi hatırlayanlar vardır. Ordu Vosvos şenliğini düzenleyen isim… Kendisi ile Kurul Kayası v.s. Ordu civarındaki tarihi ve doğal güzellikleri olan alanlarla ilgili uzun uzun konuşuyoruz… Bu sayede memleketimde zaman içinde keşif yapacağım yerleri tek tek gözden geçirmiş oluyorum…

Gece çadırımın üstüne vuran pıtı pıtı yağmur damlaları sesiyle uyanıp tekrar uyuyorum… Sabah uyandığımda yağmur yağmaya devam ediyordu… Motosikletle geldim bu yağmur altında motosiklet sürmek istemiyorum. Dayımların kamptaki son günüydü. Onlar araçla geldiği için sorun yok. Ben, onlar yola çıktıktan yarım saat sonra yağmur iyice hafifleyince çadırdan çıkıp toparlanıyorum. Etrafta deli bir sis var. Güzel bir yolculuk olacak :) Şu kamp olayında en çok nefret ettiğim olaylardan birisi ıslak ve soğuk çadırı toplamaktır. Nefret ediyorum !

Çadırımı topladıktan sonra sis altında yola çıkıyorum. Ana yola çıktığımda uzunları yakıp kontrollü bir şekilde Ordu’ya iniyorum. 1000 m rakımın altına sis ve çise şeklinde yağan yağmur aynı anda kesildi. Teknik olarak az önce bulutların içindeydim. Şehre vardığımda saat 11:00’di ve hava deli sıcaktı. Sonradan insan soruyor ”Enes neden bu kadar erken indin?” akşama kadar yaylada yağmur dahi olsa vakit geçirebilirdin. En azından hava serindi :)


Bir başka keşifte görüşmek üzere ! Ordu’dan selamlar !

GPS Verisi: Gps cihazınıza yükleyeceğiniz dosyayı buradan indirebilirsiniz.

Google-Maps-icon

Harita Bilgisi:

  • mehmet

    keyifli bir gezi olmuş imrendim.

  • muhammed

    çok keyifli bir yazı ve gezi olmuş :) Fena halde depreşti,uzun yol duygularım…