Nif Dağı Keşif (Doğa+Tarih)
25-26 Mayıs 2013
Yine gecikmiş bir keşif yazısı ile karşınızdayız. Bu seferki yolculuğumuz İzmir’in yanı başında duran Nif Dağı… Aslında daha evvelinden bir kaç kere Nif dağına günübirlik çıkış faaliyetlerimiz olmuştu. Hatta daha soğuk zamanlarda yapmıştık bunu… Bu sefer tur kapsamını 2 güne çıkarıp rotayı biraz daha zorlaştırıyor ve uzatıyoruz.
Bu zorlu faaliyeti Olcay, Urim abi ve ben olmaz üzere 3 kişi yapıyoruz. Vakitten kazanmak adına yolun Kırıklar Köyü’ne kadar olan kısmını özel araç ile gidip öyle tura başlamayı kararlaştırıyoruz. Böylelikle İzmir’in beter trafiği ve bol çukurlu yollarını en kısa sürede atlatmış oluyoruz.
Anlık fotoğrafların çoğunu cep telefonu ile çekmiştim. Takip edenler bilir telefonumu kano faaliyeti sonrasında kullanılmaz hale gelmişti. Yani tamamlayıcı fotoğraflar da uçtu gitti :/
Rotamızda neler var peki?
Önce Nif Dağı eteklerinde iki farklı arkeolojik kazı alanını keşfedeceğiz. Bu kazı alanları şu anlık insanların ziyaretine açık olmadığında yazı ekinde vereceğim dosyalarda bu kazı alanlarını belirtmeyeceğim. Bu yerleri bulmak da ayrı bir hikaye konusu… İnternette bu kazı alanları ile alakalı çeşitli bilgiler var. İstanbul Üniversite’sinden Nif Dağı Araştrma ve Kazı proje Başkanı Prof. Dr. Elif Tül TULUNAY’ın hazırladığı çalışmalar bize yol gösterdi. Çalışmaların birinde kazı çalışmalarının yer aldığı alanları gösteren bir fotoğraf ve google earth’ün 3 boyutlu görüntülerini referans alarak geriden kestirme ile kazı alanlarından ikisini tespit etmeyi başardık. Daha doğrusu bunu beceren kişi Olcay ;)
Rotamı’zı biraz uzatıp ne zamandır görmeyi planladığımız fakat bir türlü fırsat bulamadığımız Hitit Kabartmasına’ da uğrayarak keşfimizin tarihi kısmını geride bırakmış olacağız. Sonra Nazar Köy üzerinden Nif Dağı’nın doğal güzelliklerine doğru yol alacağız.
Neyse Kırık’lar Köyü’nde uygun bir yere otomobili park edip bisikletlerimizi yükledikten sonra yola koyuluyoruz. Önce ufak bir iniş yapıp ardından tırmanmaya başlıyoruz. Hemen boncuk boncuk terlemeye başladık :) Sol tarafımızda heybetli Nif dağı görünüyor.
Hava açık ve biraz sıcak. Yoldan tek tük araçlar geçiyor. Gopro ile bol bol video kaydı alıyorum. İnşallah uygun bir zamanda Olcay efendinin keyfi gelirse montajlayacak ve hep beraber izleyeceğiz :)
Gps cihazından tarihi buluntuların bulunduğu yerleri sürekli kontrol ediyorum. Mevzubahis kazı alanları yol kenarlarında değil. Tali yollara sapıp yol almamız gerekiyor. Yolumuzun üzerindeki ilk buluntuların bulunduğu alana gitmek için ana yoldan sapıp ufak bir mahalle içinden devam ediyoruz. En sonunda toprak yol da bitiyor ve bisikletlerimizi bırakıp yürümeye başlıyoruz. Kısa süre sonra Olcay’ın bulduğu konumlardan ilkine ulaştığımızda karşımızı üzeri örtüler ile kapatılmış taş yapılar karşılıyor.
Burası bizans döneminden kalma bir şapel yapısıymış. Civarda biraz dolaştık fakat başka yapılara rastlamadık. Çevrede ufak tefek sondaj keşifleri vardı. Şapel’den geriye bir kaç ayakta kalmış duvar ve ufak tefek ayrıntılar görebildik. Örtüleri kaldırmadan yüzeysel gözlemler yapabildik.
Etrafı iyice inceledikten sonra diğer kazı alanına doğru harekete geçiyoruz.
Vişneli Köyü’nün yakınlarındayız. Köyün adı Vişneli ama etrafımız kiraz ağaçları ile dolu. Bol bol kiraz yiyoruz. Çok abartmamak gerek, yolumuz uzun motoru bozmamalıyız :)
Ve diğer kazı alanına geliyoruz. Burada da yüzey kazıları yapılmış. Çeşitli yapı temelleri gün yüzüne çıkarılmış. Bu temellerin büyük bir bölümü örtülerle kapatılmış olduğundan çok bir detay göremedik.
Bulunduğumuz yer fotoğraftan da anlaşılacağı üzere ormanın ortasındaki açıklık bir alan… Buluntular ise yüzeyden 0.5 m – 1 m kadar aşağıda. Düşünüyorum da buna benzer nice yerlerden geçtik. Belki de pek çok kere ayaklarımızın altında duran tarihi yapıları fark etmeden defalarca geçip gidiyoruz…
Vişneli Köyü’nün meydanındaki kahvelerden birinde mola veriyoruz. Çaylarımız geliyor. Etrafımız kiraz dolu. Bu meydan aynı zamanda kiraz alım-satım yeri… Bu yörenin yabancısı olduğumuz her halimizden belli. Bir süre sonra masamıza avuç avuç kiraz ikramı yapılıyor. Bilmiyorlar ki yol boyunca tıka basa kiraz yedik ve halen çantalarımızda stok var :)
Bir amca canı biraz sıkkın karşımıza oturuyor. Konuşuyor ve dertleşiyoruz. Bu sene randıman düşükmüş. Çevredeki tarihi geçmiş ve yapılar hakkında bilgi almaya çalışıyoruz. Köy’ün arkasında bulunan Nif dağının eteklerinde mağara v.s. varmış…
Vişneli’den sonra uzun bir iniş bizi bekliyordu. Ardından Torbalı-Kemalpaşa yoluna çıkıyoruz. Kemalpaşa yönünde ilerliyoruz. Önümüzde Karabel Geçidi var. Yaklaşık 200-250 metre kadar tırmanıp tekrar inişe geçiyoruz. Tahmini olarak Hitit Kabartmalarının bulunduğu yeri biliyoruz fakat tam yeri bilmediğimiz için yol ayrımını kaçırmamak adına biraz daha temkinli ve yavaş iniyoruz.
Hitit Kabartmaları’na götüren patikanın başında Kemalpaşa Belediyesi’nin koymuş olduğu ufak bir tabela var. Yüklü bisikletlerimizi patikada anayoldan gözükmeyecek kadar çıkartıp bir kenara yaslayıp yolumuza yürüyerek devam ediyoruz.
Kısa bir tırmanışın ardından bu güzel kabartmanın bulunduğu alana geliyoruz. Kabartmanın bu kadar uzun süre bozulmadan korunmasına hayret ediyoruz. Bildiğim kadarı ile Hititler’in bir seferi sırasında bu civarda hitit prensesinin şehit olması üzerine bu kabartma yapılıyor. Kabartma üzerinde figürün elinde tuttuğu savaş aleti (mızrak olmalı), kafasına taktığı miğfer v.s. rahatlıkla gözlemlenebiliyor.
Hitit Kabartmasının ardından geldiğimiz patikadan inip bisikletlerimizin başına geçiyoruz. Hedefimiz Nazarköy. Nazarköy’e geldiğimizde iyice acıktığımızı farkediyoruz. Karınları doyurup bol bol vakit geçiriyoruz. Güneş etkisini azaltmaya başlarken yola koyuluyoruz. Artık buradan sonra bol bol tırmanış yaparak Nif Dağı’nda dolaşacağız. Yolumuz toprak, yer yer yolun çok fazla dikleşeceği ve zeminin bozulacağından eminiz.
Kısa sürede orman içine dalıp tırmanmaya başlıyoruz. Güneş etkisini kaybettiğinden zorlanmadan tırmanıyoruz.
Birinci viraj, ikinci viraj v.s. derken rampaların bitmediğini fark ediyoruz. Kamp alanına mesafe anlamında kayda değer bir şey yok fakat yol durumu bizi düşündürüyor.
Etrafımızdaki kayalıklarda irili ufaklı mağara tarzı girintiler dikkatimizi çekmeye başlıyor.
Hava git gide kararıyor. Kamp alanı olarak dağın diğer yüzündeki geniş bir düzlük alanı gözümüze kestirmiştik fakat gps’in topoğrafik haritasından gördüğümüz kadarıyla bir miktar iniş yapıp ardından hatırı sayılır bir irtifa tırmanıp tekrardan inişe geçerek kamp alanına ulaşabileceğiz. Epey yorulduk ve acıktık. Kamp alanına hava kararmadan varamayacağımızı anlayınca daha fazla zorlamanın manası olmadığına karar verip yol üzerinde, yakında suyu olan bir kamp alanı arayışına geçtik.
Önce tüm şişelerimizi dolduracağımız bir çeşme buluyoruz. Ardından daha aşağılarda akarsu kenarında orman için bir düzlük alanda kamp kurmayı kararlaştırıyoruz. Böylelikle en azından bulaşık için yeterince suyumuzu akarsudan karşılayabileceğiz.
Hava kararmadan çadırlarımızı kurup makarnamızı pişiriyoruz. Gece dolunay olacak. Eğer planladığımız yerde kamp atabilseydik gece çok sağlam fotoğraflar çekecektik. Bulunduğumuz yerden gökyüzü çok görünmediği için böyle bir şansımız olmadı. Biz de uzun pozlama ışık oyunları yaptık :)
Sabah erkenden uyanıyoruz. Hava ne sıcak ne soğuk. Tam orman havası. İyice dinlendik. Tüm şartlar müsait. Gün bazına vurduğumuzda önümüzde çok ciddi bir yol yok. Bu yüzden bu güzel ortamda kahvaltının tadını çıkarmaya niyetliyiz.
Menüde bol malzemeli menemen ve Urim Abi’den demleme çay var ;)
Malzemeleri doğra, pişir, çayı demle derken epey zaman harcıyoruz fakat sonucuna değiyor.
Yakınımızda bulunan akarsuda bir kaç uzun pozlama çalışıyorum.
Eşyalarımızı toparlayıp tırmanmaya kaldığımız yerden devam ediyoruz.
Kamp yerinden itibaren 600 metre kadar tırmandığımızda yol ayrımına ulaşıyoruz. Sağımızdan tırmanmaya devam eden yol 1480 m rakımdaki Nif zirveye çıkıyor. Düz devam eden yol ise normal devam etmemiz gereken rota. Saat gayet uygun, buraya kadar gelmişken zirveye çıkıp öyle yola devam edelim diyoruz.
Epey tırmandık. Tırmandıkça hava soğudu, tırmandıkça acıkmaya başladık. Özellikle ben isyanlara gelince uygun bir yerde mola verip elde avuçta ne varsa ortaya koyduk. Makarna pişirip sabahtan arta kalan domates, sucuk v.s. malzemeler ile makarnaya sos yaptık. Dakikalar içinde yapılan makarna saniyeler içinde mideye indirildi :) O da yetmedi şimdiye kadar tenezzül etmediğimiz helvayı 3 kişi nasıl bölüşeceğimizi şaşırdık. Neyse ki karınları doyurduk, kan şekerini düzenledik yola devam edebiliriz. Urim abi ve Olcay bisikletleri bırakıp kestirmeden zirveye çıkmayı kararlaştırdılar. Ben illa ki bisikletle çıkacağım :)
Ve zirvedeyiz. (1480 m) Rüzgar bizi sallıyor ama manzara muhteşem. Dört bir yanımız manzara. İzmir ve çevresini açık, seçik görebiliyoruz. Çevremizde bulunan antik kentlerin yerlerini bir bir gözlemliyoruz.
Zirvede yeterince vakit geçirdikten sonra yol ayrımına inip ana rotaya dönüyoruz. Manzaramız orman kaplı. Yol pek güzel.
Ve vadinin diğer tarafına inişe geçiyoruz. Burada ufak kopmalar oluyor. Düzlüğe indiğimizde gördüğümüz manzara muhteşem.
İşte buralarda bir yere kamp kurmayı hedeflemiştik. Gece dolunayla birlikte güzel kareler yakalamayı hedefliyordum. Kısmet olmadı. iyi ki de olmamış. Yakınlarda bir çeşme olacaktı. Çeşmeyi bulduk fakat su akmıyordu… Zaten buraya hava kararmadan varabilme ihtimalimiz yoktu, bunun üzerine bir de susuz kalsaydık bizim için cidden kötü olacaktı…
Yolun kenarında bir at sürüsü görüyoruz. Önde Olcay vardı. Atları korkutmadan fotoğraflamayı denedi fakat atlar ürkerek yola indi ve bizden uzaklaşmaya başladı. Ben de atların arkasından bisikletimi sürerek yakından gopro ile çekim almayı denedim. O sırada da Olcay bu güzel kareyi yakalamış. Yılkı atları ve ben…
Ve böylelikle nadir olarak yaşadığım vahşi yaşama tanıklık ettiğim bir anım daha oldu…
Yolumuzun kalan kısmının büyük bölümü iniş. Ve bu inişler genellikle yarı gevşek zemin ve taşlıktı. Hız yapma şansımız yok ve bu sebeple bol bol frenlere abandık.Bir kaç kere fotoğraf çekme molası dışında hiç durmadık. Gopro ile çekilen çok sayıda video var. Olcay’ı gaza getirebilirsem 2 günde yaşadığımız tarih ve doğa temalı gezimizi montajlar ve sizlerle paylaşabiliriz :)
Ve böylelikle gerek tarih gerek doğa içeren bir keşfi daha bitirmiş oluyoruz.
12.06.2015 güncelleme.
Olcay’ın videoyu montajlayacağı yoktu ben montajladım :)
2 gün toplam bisiklet yol verileri:
Toplam yol: 60 km
Toplam tırmanış/iniş: +2157/-2157
Nif dağındaki kazı alanlarını, kazı alanların güvenliği açısından şimdilik yayınlamıyorum…
GPS Verisi: Gps cihazınıza yükleyeceğiniz dosyayı buradan indirebilirsiniz.
Harita Bilgisi:
Şunu daha büyük bir haritada görüntüle: Nif Kesif Turu
Son Yorumlar