Gezgin Pedallar Seyr-i Muğla Bölüm 1

Merhaba arkadaşlar,

2011 Ekim ayı ortalarında Gezgin Pedallar grubu olarak yaptığımız ilk turu paylaşacağım sizlerle. Gezgin Pedallar Türkiye’deki  yurt içi ya da uluslararası bisiklet turları yapan bir çok gezgin ve tur bisikletçisi arkadaşların oluşturduğu sosyal bir platformdur. Bu sosyal çevreden uyumu bozmamak kaydı ile herkes faydalanabilir, katılabilir. Uzun süredir görüşmediğimiz arkadaşlarla hasret gidermek, internetten tanıdığımız fakat hiç karşılaşmadığımız arkadaşlarla tanışmak adına Gezgin Pedallar Seyr-i Muğla etkinliğini yapmaya karar verdik.

Datça – Aktur

15 Ekim 2011

İzmir’den Can ile beraber aynı otobüsle geliyoruz. Datça’ya biraz fazla erken iniyoruz. Bisikletleri bagajdan indirir indirmez Can’ın arka lastiğinin patlak olduğunu anlıyoruz. Dakkika 1 gol 1 :) Umarım bu şanssızlık turun geri kalanında devam etmez.

Hava soğuk. Hemen kendimizi açık bir çorbacıya atıyoruz. Acıkmışızda… İkişer kase mercimek çorbası yediğimizi hatırlıyorum.

Vakit öğlene yaklaşırken  Datça Cumhuriyet Meydanında toplaşmaya başlıyoruz.

Tüm arkadaşlar geldiğinde bir lokantada karnımızı doyurup yola koyuluyoruz. Gün boyunca daha çok sohbet etmek ve vakit geçirmek için günlük yol mesafelerimiz çok kısa. Bugün önce Eski Datça’ya uğradıktan sonra Aktur’da günü noktalayacağız.Yolun tamamı 28 km gibi komik bir rakam. O yüzden herhangi bir acelemiz yok. Bol bol vakit geçiriyoruz.

 Eski Datça sokakları.

 Cihan abi ve Adnan abi

 Eski Datça’dan çıkıp Aktur’a gitmek üzere yola koyuluyoruz.

Bu yolları Gökova Pedallarımın Altında bisiklet buluşmasında 3 kere geçmişliğim vardı. Yol ile bile bir hasret giderme durumu söz konusu. Fakat şimdi durumlar biraz daha farklı acelemiz yok. Kaç seferdir sadece bakmakla yetindiğim yel değirmenlerini yakından incelemeye karar veriyorum. Arkadaşları bilgilendirip ayrılıyorum.

Yel değirmenlerinin alt katında bir ocak bulunuyor.

 Dikkatlice üst kata çıkıyorum.

Gördüğüm manzara karşısında şaşkına dönüyorum. Bu eski yel değirmeninin iç mekanizması aynen duruyor. Restore edilmediği her halinden belli. Grubun arkalarından gelen Serkan Taşdelen’i arıyorum. Yol ayrımını birazcık geçmiş ama burayı görmesi için ısrar ediyorum. Dönüp geliyor.

Gördüğü manzara karşısında o da büyüleniyor ve tüm ayrıntıları teker teker fotoğraflıyoruz.

Eski ve yeni yel değirmenleri.

 Tekrardan yola koyulup grubu yakalıyoruz.

Aktur girişinde sıkı bir çadır yeri pazarlığına tutuşuyoruz. Girişte her iki kişi bir çadırda kalacak şekilde ödeme yapıyoruz ama içeri girdiğimizde neredeyse herkes ayrı bir çadırda kalıyor :)

Çadırlarımızı kuruyoruz. Deniz şortlarımızı giyip havluyu kaptığımız gibi soluğu denizde alıyoruz.

İlk defa Aktur’a bu kadar erken giriş yapıyorum. Burada denizin tadını doyasıya çıkartıyoruz.

Bir arkadaşın şişme deniz yatağı ile 6-7 kişi boğuşuyoruz. Uzun süredir bu kadar güldüğümü ve eğlendiğimi hatırlamam. Çok iyi zaman geçiriyoruz. Ha bu arada boğuşmanın galibi deniz yatağı oluyor :)

Akşam kurt gibi acıkmış oluyoruz. Herkes kendine göre yiyecek nevalesini çıkartıp yiyor. Çevrede uygun fiyatlı bir işletme bulma imkanı pek yok. Kimi konserve yiyeceğini açıyor kimi ocağında yemeğini pişiriyor. Sonra biraz muhabbet ve devrilip uyuyoruz.

Yol Verileri:

Toplam Mesafe: 30 km

GPS Verisi: Gps cihazınıza yükleyeceğiniz dosyayı buradan indirebilirsiniz.

Harita Bilgisi:

Aktur – Marmaris

16 Ekim 2011

Ertesi gün erkenden ayaklanıp kahvaltı yapıyoruz. Kimi yanında getirdiği nevaleyi tüketiyor kimi de benim gibi ocak ile bir şeyler pişirip (sucuk) yiyor. Sucuğu pişirirken benim için komik bir olay yaşandı. Sucuklar pişip tavayı tam ocaktan alıp yere indirmiştim ki sanki sözleşmişcesine fotoğrafta görünen Serkan, Feyyaz ve İsmail üçlüsü yam yam takımı tavanın etrafına çöküverdiler birden :D Neye uğradığımı şaşırdım ! Daha 10 saniye önce ortalıkta göremediğim bu insanlar nerden nasıl çıktılar anlamadım :) Hep beraber sucuğun hakkından geliyoruz :)

Kahvaltının ardından pılımızı pırtımızı toplayıp yola çıkıyoruz.

 Yolumuzda orta ölçekli iki rampa bulunuyor. Muhabbet ede ede ilerliyoruz.

Tırmandığımız Balıkaşıran rampasının zirvesindeki tesiste mola veriyoruz.

Bisiklet turculuğunu bilenler ile grup halinde yolculuk etmek cidden çok zevkliymiş. Kimsenin birbirini kollamasına gerek kalmıyor. Bol bol muhabbet edip eğlenecek zamanımız oluyor.

Marmaris’e girerken çıkılan son rampaya çıkmadan sağa dönüp ara bir yoldan Turunç’a geçiyoruz. Ana yoldan ayrıldığımıza bayağı bir sevindik. Oldukça güzel bir yolda ilerliyoruz.

Marmaris’e vardığımızda Velomaris’e geçiyoruz. Bisikletten arkadaşlarımız Tolga ve Ayşe’yi ziyaret ediyoruz. Akşam arkadaşların çoğu otelde kalacaklar. Ben ise Tolga’ların evinde kalacağım. Akşamleyin sahilde yürüyüşe çıkıp arkadaşları ziyaret ediyoruz. Ben daha fazla yürümeye dayanamıyorum. Eve varır varmaz duşumu alıp yatağa seriliyorum.

Yol Verileri:

Toplam Mesafe: 54 km

GPS Verisi: Gps cihazınıza yükleyeceğiniz dosyayı buradan indirebilirsiniz.

Harita Bilgisi:



Marmaris – Akyaka

17 Ekim 2011

Ertesi sabah buluşma yerimiz yine Velomaris. Dükkan bisikletiçilerle doluyor. Sorunu olan bisikletlerin arızası gideriliyor ve yola çıkıyoruz.

 Hava bugün yağmurlu. Moraller biraz bozuk fakat en azından mesafemiz kısa. Sadece 32 km.

 Yağmur azar azar fakat kararlılıkla yağıyor. Marmaris’ten çıkarken yolun büyük kısmı çift şerit yapma çalışmaları bitmişti. Halen trafiğe kapalı olan yeni yapılmış yoldan rahat rahat tırmanıyoruz. Yağmur nedeniyle hava biraz soğuk ama tırmanış yaptığımızdan şu anlık yeterince sıcağız.

Zirveye vardığımızda kimseyi beklemeden inişe geçiyoruz. Terimizi burada soğutmak istemiyoruz.

 

İnişe geçtiğimizde yol genişletme çalışmalarının daha bitmediğini görüyorum. Bazı bölümler asfaltlanmış fakat bazı bölümler halen harfiyat aşamasında. İnişte yeni yapılmış asfalt yola girdim, sonrasında yol sert toprağa ardından balçık çamura döndü. Ben yoldan çıkmak istemedim. İleride bağlanacağını düşündüm. Saldım aşağı. Yandaki kepçeci kamyoncu el hareketi yaptı inme der gibi… Dedim sorun olmaz giderim ben. Ama öyle olmadı… :D Yolda koca bir kanal karşıya geçmenin imkanı yok. aldım bisikleti elime tam yukarı çıkarken kepçeci arkadaş geldi indirdi kepçeyi. Yükledim bisikleti . Solda, bulunduğumuz zeminden 2.5 metre daha yüksek olan yola kondurdu .Teşekkür edip yola devam ettim :) .

 İşte o geçemediğim hendek.

İlk benzin istasyonunda durup arkada kalan arkadaşları bekliyoruz.

 Bayağı bir ıslanıyoruz.

Akyaka’ya girmeden ana yoldan ayrılıp Akçapınar köyünün içinden geçiyoruz.

Yolun devamında Akyaka’nın meşhur okaliptus ağaçlı eski Akyaka-Marmaris yolu var. Burada bir de işletme var ki sormayın. Sıkılmış meyve suları, tost, ayran, menemen ne ararsanız var. Biz de acıktık biraz. Bir güzel karnımızı doyuruyoruz. Üstüne hemen karşıdaki tatlıcıdan bir de künefe patlatıyorum benden iyisi yok :)

Islağız çok neşeli değilim :)

Akyaka’ya vardığımızda bizlere buradan katılacak olan Kevser,Gürkan ve Serpil ile buluşuyoruz.

Fazlasıyla ıslak ve pis olduğumuzdan ve yağmurun halen devam etmesinden dolayı otelde konaklamayı oy birliği ile tercih ediyoruz.

Akşam toplaştıktan sonra çorbacıya gidip karnımızı doyuruyoruz. Sonrasında aylak aylak gezip muhabbet ediyoruz ve yatış.

Yol Verileri:

Toplam Mesafe: 54 km

GPS Verisi: Gps cihazınıza yükleyeceğiniz dosyayı buradan indirebilirsiniz.

Harita Bilgisi:

 İlgili yazılar:

  • Gezgin Pedallar Seyr-i Muğla Bölüm 2