Demircili – Kumlu Koy Keşif
Bir sefer bisiklet bir sefer de yürüyüş olarak iki gün aynı rotayı geçtik. Yolun başlangıcı Demircili Koyu’nda Muhtarın Yeri denen işletmeyi geçtikten sonra önümüze çıkan dağ yamacına gelmeden sola saparak girilen araziden başlıyor. Biz de zaten bu araziye kamp atmıştık. Çevrede bir kaç tane sabit çadır var ve etrafta gölgesine sığınılabilecek ağaçlar mevcut. Buradan yola çıkıyoruz. Vadi boyunca ilerleyen yola giriyoruz. Güzel bir domates bahçesinin yanından geçiyoruz.
Bir miktar ilerledikten sonra yol ikiye ayrılıyor. İlk yol ayrımından düz devam ediyoruz. Sola yukarı çıkan yol daha dik ve çok bozuk. Kestirme bir yol fakat yürüyüş için daha uygun olabilir. Yol ayrımından devam ettikten sonra ikinci yol ayrımından sola dönüp tırmanmaya başlıyoruz.
Tırmanış yer yer aşırı dikleşiyor ve zemin giderek bozuluyor. Yolda sağlam zemin seçmek giderek zorlaşıyor. Hatta bazı dik ve tamamen bozuk yerlerde bisiklet ile hız alıp, tabiri caizse kaptırma ile çıkmak gerekiyor. Kısaca yol giderek teknik bir hal alıyordu. Ben müthiş zevk alıyorum böyle yollardan.
Sürüş tekniğiniz çok iyi olmasa da zor bölümleri elinizde geçip kalan kısımlarda bisiklete binebilirsiniz. Yol yaklaşık 2.5-3 km kadar. Yani yürünebilecek bir mesafe… Dileyen bisikletle gidebileceği gibi dileyen de pekala keyifle yürüyerek bu yolu gidebilir.
Demircili Koyu
Ve işte tepeyi aştığımızda gideceğimiz koyu görüyoruz. Bulunduğumuz nokta zirve diyebiliriz. Rakım ise 70 metre. Yani sıfırdan 70 metreye kadar tırmandık şimdi inişe geçeceğiz. 1 km yolda 70 metre irtifa kazandık. biraz terledik ve nefes nefese kaldık fakat yorulduğumuzu söyleyemeyeceğim. Sonuçta mesafe kısa ve çıkılan rakıma baktığımızda lafı edilebilecek bir değer bile değil. Tek sorun yolun bozuk olması ve aşırı dik kısımlar…
İniş ise en az çıkış kadar zor ve teknikti. Yine dik ve bozuk zeminli kısımlar vardı. Bunun anlamı geri dönüşte yine benzer yollardan çıkmamız gerekecek… İlk denizle kavuştuğumuz koy bizi mutlu etmeye yetiyor. Etrafta kimsecikler yok ve doğa muhteşem… Kamp kurmak için güzel bir yer fakat gölgesine sığınılacak ağaç yok maalesef.
Fakat burası mevzubahis Kumlu Koy değil. Kumlukoy’a gitmek için iki alternatifimiz var. Son derece bozuk araç yolunu takip edebiliriz. Geri kalan yol da bir tepeyi çok dik bir eğim ile aşmamız gerekiyor ve haliyle kıyıdan bir miktar uzaklaşmış oluyoruz. Motosiklet ya da yüklü bisikletle gelindiğinde bu yolu kullanmak daha mantıklı. Fakat yürünecek ise deniz kenarında kullanabileceğiniz sandalet v.b. ıslanmasında sorun olmayacak bir ayakkabı ile deniz kenarından yol almak çok daha keyifli olacaktır.
Buranın taşlarını çok seviyorum. Yine benzer taşlar daha önceki haftalarda keşfini yaptığımız Yağcılar-Papaz Koyu‘nda da vardı. Yine daha önceden yaptığım gibi beyaz ve mümkün mertebe yuvarlak taşlardan toplamaya devam ediyorum.
Önümüzde kayalık bir burun var. Arka tarafındaki Kumlu Koy’a geçmek için burunu dolaşmak mantıksız. Biz keşfetmek için burunun ucuna kadar geçtik. Buruna dönmeden direk devam ettiğinizde yukarı çıkan bir patika göreceksiniz. Bu patikayı takip ettiğinizde kısa sürede Kumlu Koy’a geçmiş oluyorsunuz.
Biz biraz yüzmek ve etrafı keşfetmek için kayalık burunun ucuna kadar gidiyoruz. Buradaki kayalar da oldukça ilginç. aralarında sünger gibi delikli yapılara sahip olanlar var.
Karşıdaki kayadan ada. Kapı Kaya deniyor sanırım. İlker oraya kadar yüzüp geri geldi.
Sudan çıkma mücadeleleri :)
Bisikletleri bıraktığımız koydan bulunduğumuz burun ve Kapıkaya
Ve işte burunun diğer tarafı Kumlu Koy
Diğer tarafa nazaran burası biraz daha kalabalık. Eh daha güzel bir koy olunca tekne ile ziyaret eden kişi sayısı daha çok oluyor. Fakat buraya bizim gibi yürüyerek gelenler de yok değil.
Buranın denizinde su direk derinleşmiyor. Denizin derinleşmesi için epey ilerlemeniz gerek. kıyıdan denize girince bir yere kadar çakıl ve üzeri yosunlu bir zemin, orayı geçtikten sonra ayağınız sürekli kuma basıyor.
Şimdi benim için en önemli sorulardan birisine geldik. gölge var mı gölge? Var :) Koy’a girdiğimiz yerin hemen altında süper bir ağaç gölgesi var. Zemin ise çadır kurmak için oldukça güzel. Bir çadır için oldukça uygun. Yan tarafına uzanılacak kadar da gölgelik alan kalıyor. Ha sıkışılırsa iki çadır da sığabilir. Gölgelik bir diğer yer ise koyun tam ortasındaki yüksek kenarları duvar gibi düz olan kaya. Güneşin doğduğu tarafın ters tarafına çadır kurulursa öğlene kadar kayanın gölgesinden istifade edilebilir. Günün kalan ikinci yarısında kayanın diğer tarafına geçirilirse gün kurtarılmış olur :) Fakat gün içinde tekneler ile koya yanaşan insanlar sizden önce kayanın diğer tarafını da kapabilir elbet.
Neyse erken davranıp şu ağaç altında bulunan çadır yerini kapmak en mantıklısı…
Ve koyu geldiğimiz yoldan geri dönmek üzere terk ediyoruz. Fotoğrafta görülen tepenin diğer yamacı Papaz Koyu.
Bisikletlerin yanına döndüğümüzde İlker’in lastiğinin patladığını farkediyoruz. Zamandan kazanmak adına bir senedir aldığım halde kullanmaya kıyamadığım Topeak Flypaper solüsyonsuz yama seti ile lastiği yamıyorum. Lastiği yerine takıp hava vurduktan bir süre sonra lastiğin havası bir anda sönüyor. Lastiği söküp incelediğimizde durum çok garip. Yama balon yapıp kelimenin tam manasıyla patlamış. Yama setini bir daha test edip benzer sorunla karşılaştığımda Topek’ın Türkiye Distribütörü firma ile görüşüp firma ile iritbata geçmelerini talep edeceğim. Gelişmelerden sizleri haberdar ederim.
Sonra lastiği bildiğimiz usül ile yamayıp koydan ayrılıyoruz. Yol kabul edeyim zor. Yüklü bisiklet ile bir çok insan için çok daha zor olabilir. Fakat tercih meselesi… İnsanlardan uzak keyif yapmak istiyorsanız bazı zorluklara göğüs germek gerek. Mesafe maksimum 3 km kadar. Mesafenin kısa olması yolu gidilebilir yapıyor. dileyen yürüyerek de güle oynaya gidebilir. Bir sıkıntı kalıyor geriye içme suyu… Bir duyuma göre bölgede içilebilir su kaynağı varmış. Hatta bir kaç kişiden duydum kesin var. O zaman kamp için süper mekan olur orası ;)
(Düzeltme: Su kaynağı bulundu ve haritaya eklendi…)
GPS Verisi: Gps cihazınıza yükleyeceğiniz dosyayı buradan indirebilirsiniz.
Harita Bilgisi:
-
Gurkan Genc
-
hasan
-
Rüm
-
Alp Kemal Müezzinoğlu