Çeşmealtı-Özbek Bisiklet Turu – Keşif

2 Aralık 2012

Özbek tarafları ne zamandır gidip görmek istediğim yerlerden biriydi.  Özbek benim gözümde mini bir Karaburun niteliğinde. Yine küçük de olsa bir yarımada da yer alıyor ve ulaşımı yol üzerinde değil. Özbek’e ulaşmak için ana yoldan ayrılıp kuzeye doğru yol almanız gerek.

Yol üzerinde değil derken bir de İzmir-Urla arasında da yanından geçip gittiğimiz bir sürü ana yol var. Google Earth’ten hep bakarım fakat bu yolları keşfetmek hiç kısmet olmamıştı. Madem mesafemiz çok uzun değil Can ile beraber ortaya karışık birşeyler yapalım diyoruz.  Aslında tur için gazlayan Yılmaz Murat Bilican. Tamam diyoruz Özbek’e gidelim fakat haberiniz olsun biz ara ara kaybolabiliriz en kötü ihtimal Özbek’te buluşuruz diye karar alıyoruz.

Aynen de öyle oluyor. Güzelbahçe’den çıkar çıkmaz Can ile beraber anayoldan gitmeyi bırakıp deniz kıyısında seyreden yollara girmeye özen gösteriyoruz. Yanından geçip gittiğimiz çok güzel kıyılar varmış. Şimdi kış zamanı her yer sakin. Tam kafa dinlemelik..

Bilican tayfası (isimleri teker teker yazmayayım Can ve ben dahil yola çıkan 6 kişiydik.) bizden evvel balıkçı barınağına varıyorlar. Normalde yol üzerinde uğradığımız güzel bir börekçi vardı fakat en son uğradığımda gelen çay bardağındaki pisliği görünce bir daha oraya uğramama kararı aldım. Sağolsun arkadaşlar da kararıma saygı gösterip buraya kadar pedalladık. Yol üzerinde bulunan hasat ekmek fırınından aldığımız poaça, simit v.s. yiyeceklerle  beraber barınak kafeden sipariş ettiğimiz çaylar ile kahvaltımızı yapıyoruz.

 

Kahvaltının ardından pedala kuvvet yola devam ediyoruz. Ekip hem tecrübeli hem de kuvvetli. Hava da pek bir güzel. İnsanın pedallara asıldıkça asılası geliyor. Hem de günübirlik tur olduğu için yanımda ağırlık yapacak eşya sayısı çok az

Can ile beraber Çeşmealtı sapağından giriyoruz. Ana grup düz devam edip ana yoldan Özbek’e geçiyorlar.

  Çeşmealtı Sahil.

Kahvaltının ardından pedala kuvvet yola devam ediyoruz. Ekip hem tecrübeli hem de kuvvetli. Hava da pek bir güzel. İnsanın pedallara asıldıkça asılası geliyor. Hem de günübirlik tur olduğu için yanımda ağırlık yapacak eşya sayısı çok az.

 Çeşmealtı limanında bir kaç fotoğraf çekiyoruz.

Uydu görüntülerinden baktığımda Özbek bir yarımadanın ortasında bir yerde. E o zaman yarımadanın çevresini dolaşıp kıyıdan kıyıdan gitmek varken neden ortasından dalayım?

 

Özbek’in bulunduğu yarımada da deniz kenarından giden yolu çizim gps cihazına yüklüyorum. Üstüne bir de cep telefonuna tüm yarımadanın uydu görüntülerini yüklüyorum. Ne olur ne olmaz diye…

Artık pek acelemiz yok. Yolumuzu elimizden geldiğince deniz kıyısından geçirmeye çalışıyoruz.

 Etraf pek bir sessiz sakin. Doğa muhteşem. Keyifle yol alıyoruz.

Derkeeeen birden yol bitiyor. Nasıl olur google earth üzerinde yol görünüyordu? Evet yol devam ediyor yalnız askeri bölge. Barikat var ! Daha doğrusu bir askeri  tesis… Anlayacağınız benim rota yine çuvalladı.

Şimdi geri mi döneceğiz? Hayır. Peki ne yapmalı? O zaman dağı aşacağız. Cep telefonuna yüklediğim uydu görüntülerinden dağ üzerinden devam eden alternatif bir rota çıkartıyorum.

Çıkarttığım alternatif rota bizi Güvendik Park adlı bir mekana getiriyor. Giriş ücretli :) Neyse ki sezonda değiliz, işletme de açık değil tadilatta. Başlıyoruz tırmanmaya.

Parkın çıkışında bu levha ile karşılaşıyoruz. Yahu ormana girmek neden yasak olsun ki? Levhayı takmadan yolumuza devam ediyoruz.

 Orman içi güzel bir yoldan tırmanmaya başlıyoruz.

Anlaşılan o ki bu yolu kullanan pek kimse yok. Açıkçası yolun tam olarak nereye çıkacağını iyice merak ediyorum.

Dağ çilekleri.

250 rakımına kadar tırmanmıştık ki bu levha ile karşılaşıyoruz. Yaklaşık 40 m irtifa daha çıktıktan sonra inişe geçecektik ve direk Özbek Köyü’ne varmış olacaktık. Askeriyenin şakası olmaz deyip buradan da geri dönüyoruz. Böylelikle bu turda 2. defa bir askeri sınır engeline takılıp geri dönmek zorunda kalıyoruz.

Son olarak bir alternatif rota daha çıkartıyorum. Yalnız bu seferki daha bir geriden başlayacak. Umarım bu sefer sorunsuz Özbek’e ulaşırız. Çünkü diğer arkadaşlar çoktan Özbek’e varmışlar bile…

Yol üzerinde garip bir şekilde başka bir yasak levhası ile karşılaşıyoruz. Bu seferki orman müdürlüğünden. Levhada yazılanların amacı ağaçlandıma sahasına zarar verilmemesi için. Eh bizden de zarar gelmeyeceğine göre levhayı görmezden gelip yolumuza devam ediyoruz.

Ağaçlandırma sahasında şiddetli bir rüzgar ile karşılaşıyoruz. Eh çevre de pek öyle iç açıcı değil. Oldum olası ağaçlandırma sahalarından hoşlanmamışımdır.

Neyseki çok sürmeden etraf doğal bitki örtüsüne kavuşuyor. Yol daha bir zevkli hal alıyor. Ne kadar bazı yollardan geri dönsek de şimdiye kadar geçtiğimiz yollar çok zevkliydi. Geri dönmeden tam bir tur atabilseydik çok güzel bir tur rotası olmuş olacaktı. Kısmet diyoruz.

Ayrıca o kadar geldiğimiz yolu geri döndük, tırmandığımız yerlerden geri indik, programa uyamadığımız için acıktık, susadık fakat Can bir kere bile olumsuz durumları olumsuzlukla karşılamadı. İşte keşif ruhu taşıyan sağlam bir arkadaş.

Arkadaşları çok bekletmeden Özbek’e oradan da deniz kıyısında Emine Ablanın Yeri adlı işletmeye geçiyoruz. Karnımızı doyurup çaylarımızı içiyoruz. Hava kararmadan dönüş yoluna koyuluyoruz.


Bu sefer topluca İzmir’e dönüş yoluna geçiyoruz. Grup ile beraber gayet iyi bir tempoda yol alıyoruz.

Ve İzmir’e yaklaştığımıza Güzelbahçe mevkiinde oluşan haftasonu trafiği. Çok şükür bisikletliyiz ve bu trafikten çok az etkilenerek İzmir’e giriş yapıyoruz.

Gün boyunca toplam 75 km yol katetmişiz.

GPS Verisi: Gps cihazınıza yükleyeceğiniz dosyayı buradan indirebilirsiniz.

Google-Maps-icon

Harita Bilgisi:


Şunu daha büyük bir haritada görüntüle: Özbek Keşif