Bir Fotoğrafın Peşinden / Urla-Yağcılar Mevkii
27 Mayıs 2012
Malum iş sebebiyle çok günlü turlara pek çıkamıyoruz… Bu yüzden , bu aralar mümkün mertebe yakın çevre ilgimizi çeken yerlere bisiklet sürmeyi, keşifler yapmayı tercih ediyoruz. Çeşme’nin bulunduğu yarımadayı her ay biraz daha detaylı keşfetmeye devam ediyoruz. Google earth üzerinden yaptığım keşiflerde yine bir fotoğraf çok ilgimi çekiyor ve fotoğrafın coğrafi konumuna gidip konum doğru ise yapıyı yakından incelemeye karar veriyoruz. Hem böylelikle civar hakkında fazla bilgi sahibi olmadığım bir bölgeyi de keşfetmiş olacağız.
Bizi bu keşfe sürükleyen fotoğrafın ne olduğunu merak etmiş olabilirsiniz. Panaromio’da ”urla araplar mevki” adındaki yukarıdaki fotoğrafta görmüş olduğunuz yapıyı yakından incelemek istedik. Nedir ne değildir hiç bilgi sahibi değildik. Pazar günü sabahtan yola çıkıyoruz.
Sıcak yaz aylarına girmeye başladığımızdan dolayı öğle sıcağına yakalanmamak için evde kahvaltı dahi yapmadan yola çıkıyoruz. Güzelbahçe taraflarında bir süper marketten küçük bir alış-veriş yapıp karnımızı doyurduktan sonra yola devam ediyoruz.
Hava oldukça sıcak. Bu sıcaklara alışmamız biraz zaman alacak gibi…
İzmir’den Urla istikametine doğru yol aldıktan sonra Seferihisar yoluna sapıp 12 km kadar Seferihisar yolunda devam ediyoruz. Sonra Bademler’e sapıyoruz.
Bademler Köyü’nden itibaren artık yolumuzda bizi rahatsız edecek bir araç trafiği kalmıyor. Biraz iniş çıkışlı bir yoldayız fakat hem trafiğin olmayışı hemde doğa ile daha iç içe bir yol olması bisiklet sürmekten aldığımız zevki arttırıyor.
Bademler’i geçtikten sonra İhsaniye Köyü’ne geçiyoruz. Çevre giderek daha da güzelleşiyor. İhsaniye köyünün çıkışında bir mesire yeri görüyoruz. Epey kalabalık. İzmir’den gelen aileler ya da kafilelerin olduğuna eminim. Ağaçta asılı olan levhada bu alanda piknik yapmanın paralı olduğunu öğreniyoruz. Burada durmadan yolumuza devam ediyoruz.
Çevremizdeki ağaçlar giderek sıklaşıyor ve orman halini alıyor.
Çevre oldukça güzel, burada yol almak çok zevkli olmaya başladı.
Derken ağaçlık alanlar biter, daha kısa boylu maki bitki örtüsü gelir. Haliyle güneş tepemize biner ve bir daha bozuk zeminli bir yolda iyi bir eğimde tırmanmaya devam ederiz.
İlerledikçe yol bozulmaya devam ediyor. Bu durum benim kaderim mi yoksa ilgimi çeken yerler hep ücra köşelerde mi kararı size bırakıyorum :)
Epey tırmandık. Bir keçi ağılının yanından geçiyoruz. Biraz daha tırmandıktan sonra yoldan çıktığımızı fark ediyorum. E tamam ama hiç yol ayrımı görmedik ki? Geri dönüp gps’in gösterdiği yolu buluyorum. Otların arasında kalmış bir yol. Belli ki neredeyse hiç kullanılmıyor. Bulunduğumuz yer bir ağaçlandırma sahası. Uydu görüntülerinden bu alana baktığımda doğal şekiller olmadığını anlamıştım fakat ne olduğu konusuna bir türlü açıklık getiremiyordum. Böylelikle uydu görüntülerini yorumlama tecrübelerime bir yenisini daha eklemiş oluyorum :)
Keşfetmemiz gereken yerin uzaklığı buraya kuş uçuşu 800 metre civarı. Bisikletlerimizi burada bırakıp yürüyerek yola devam etme kararı alıyoruz. Yolda taze domuz toynak izlerine rastlıyoruz. Buralarda özgürce dolaştıklarından kuşkum yok. Bu nedenle olası bir ani karşılaşmaya karşın mümkün mertebe ses çıkartarak ilerliyoruz böylelikle karşılaşma ihtimalimiz olan domuz arkadaş da bizim buralarda olduğumuzdan haberdar olacak ve ona göre tedbirini alarak yanlış hareketlerden kaçınacaktır.
Fotoğrafın koordinatlarına gittiğimizde fotoğrafını gördüğümüz yapıdan eser yoktu. Biraz etrafı dolanıyoruz fotoğraftaki yere benzer en ufak bir iz göremiyoruz. Bu vesile ile başka türlü gelme ihtimalimizin hiç olmadığı bu yeri görmüş oluyoruz. Temkinli bir şekilde dönüş yoluna geçiyoruz. Yolda bizim burada olduğumuzdan habersiz büyükçe bir yılan yolumuzdan karşıya geçmeye çalışıyordu. Özlem’in küçük çığlıklarını fark eden yılan hemen toparlanıp bizim olduğumuz yere bakmak için kafasını bize yöneltiyor ve sonra hızlıca geldiği yönden geri giderek yolun alt tarafında çalılar arasında kayboluyor. Biz de bu yaşadığımız heyecanlı anların etkisiyle daha hızlı bir şekilde bisikletlerimizin yanına gidip bu ara yoldan vakit kaybetmeden çıkıyoruz :)
Rotamızı geldiğimiz yoldan geri dönmek yerine farklı bir yoldan devam ederek Urla’ya çıkmaya karar veriyoruz. Bulunduğumuz yer Toroslar’da yaptığımız turda 3. gün geçtiğimiz mevkiye çok benziyor.
Ve yine ağaçlar arasındayız. Sıcak yaz günleri bu ağaçların gölgesi altında yol almak bizim için en keyiflisi…
Bu yaptığımız kısa turun ardından Urla-Çeşmealtı’na gidip gölgelik bir yerlerde öğle güneşinin etkisini kaybetmesini bekliyor ve dinleniyoruz.
Böylelikle bir keşfi daha sağ salim bitirmiş oluyoruz. Fotoğraftaki yapıyı göremediğime üzüldüm fakat yine de güzel yerleri görebilmenin mutluluğunu Özlem’le beraber yaşadık. Ayrıca fotoğrafın peşini de bırakmaya niyetim yok. Fotoğrafı yükleyen kişi ile irtibata geçtim ve yapının bulunduğu yeri doğru işaretlemesini rica ettim. Umarım geri dönüş yapar :)
GPS Verisi: Gps cihazınıza yükleyeceğiniz dosyayı buradan indirebilirsiniz.
Harita Bilgisi:
Şunu daha büyük bir haritada görüntüle: Urla – Araplar Mevkii
Son Yorumlar