Ağır Kano Tecrübesi

a1vlcsnap-2013-07-16-17h52m07s218Selam arkadaşlar,

Birazdan yazacaklarım yeni yeni başladığımız seakayak/kano aktivitesinde içinde bulunduğumuz durumu iyi yorumlayamadığımızdan dolayı, olumsuz durumlarda tam olarak nasıl davranmamız gerektiği konusunda yeterli tecrübe sahibi olmadığımızı ağır bir tecrübe ile öğrenmenin paylaşımıdır. Tecrübeleri paylaşmadan evvel hikayeyi anlatayım.

Cihad ile çok önceden kararlaştırdığımız bir kamplı kano turu sözü vardı. Geçen sene yaptığımız kamplı kano faaliyetin biraz daha kısasını yapacaktık. Özlem’de geçen seneden tadı damağında kalan kano turumuzu tekrarlamak için epey ısrar edince Cumartesi günü kano kiralamak için plan yapıyoruz. Cumartesi sabah kanoyu kiralayacağımız Kano Diyarı‘nın yerine  iki araç olarak gittik. Kanoları teslim aldıktan sonra Demircili Koyu’nun yolunu tuttuk.

a11069356_10151707487513058_570604240_n

Geçen sefere nazaran faaliyete başlamak için biraz geciktik. Geçen sene İlker ve Sema ile yaptığımız kano turunda gün ışığından daha fazla yararlanabilmek adına kanoları cuma akşamı teslim alıp geceyi Demircili Koyu’nda geçirdikten sonra sabah 8:00 gibi kanoları suya indirip yol almaya başlamıştık… Şimdi ise koya varıp kanoları suya indirmemiz 14:00 sularını bulacaktı… Neyse ki gideceğimiz mesafe geçen seferkinden daha kısa olacağı için çok sorun yapmadık. Yolda iki araç iki kano şeklinde Demircili’ye geldik. Bu sefer sırf otopark için para ödememek adına muhtarın yerine değil de bir geride bulunan koya geçtik.

a11069988_10151707487733058_573322637_n

a1971531_10151707491128058_1935163958_n

Bu civarları bilen arkadaşlara yarımadanın orası desem yeterli olur sanırım. Aynen hesapladığımız gibi kanoları araçtan indir, kamp eşyalarını kanoya yükle, üst baş değiştir derken 14:00 sularında kanolar suya indi.

a1vlcsnap-2013-07-16-17h04m42s188

Yalnız deli gibi rüzgar vardı. Kuzey ve Kuzey-Batı’dan esiyordu. Kanoyu suya indirdiğimiz yerde rüzgar tam karşımızdan esiyordu. Cihad ve Ayça’ya kano ile nasıl yönlendirme yapılacağını, nasıl kürek çekileceğini v.s. anlatıp kısa bir alışma evresinden sonra yola koyulduk. Başlangıçta dalgalara dik bir şekilde yol almaya başladık.  Muhtar’ın yerinin paraleline geldiğimizde karadan denize doğru yani Kuzey yönünde rüzgar esmeye ve dalgalar gelmeye başladı. Bu durum Özlem’le benim için gayet normaldi. Geçen sene bu zamanlarda yaptığımız kano turunda da her koy içine girdiğimizde karadan denize doğru şiddetli rüzgar esiyordu. Bu yüzden sahile çıkarken epey zorlanıyorduk… Biz de bu yüzden yoldan, zamandan ve enerjiden kazanabilmek adına Muhtarın Yeri’nin bulunduğu koya girmeden burundan buruna kürek çekmeye başladık. Epey güzel ilerliyorduk. Bu esnada Cihad arka dümenin iplerinden birinin sıkıştığını ve dümenin dönmediğini fark etti. Muhtemelen arka bagaja eşyaları yerleştirirken dümenin kontrolünü sağlayan iplerden biri sıkışmıştı. Diğer buruna epey yakınlaşmışken bir kaç dakika dümendeki sorun ile uğraştık. Baktık olacak gibi değil dümeni yukarı kaldırıp sadece kürekler ile yön vererek yola devam etme kararı alıyoruz. Biraz ileride bulunan Kumlukoy’da karaya çıkınca sorunu çözmeye çalışacaktık. Tekrardan kürek çekmeye başladığımızda bize en yakın kara parçası olan burundan epey açığa sürüklendiğimizi fark ettik.

Küreklere asılıp burunun diğer tarafına geçmeye çalışırken Cihad ve Ayça’nın bulunduğu kano gideceğimiz yönden dolayı dalgalara paralel devam ettiklerinden güçlü bir dalga ile dengeleri bozuldu ve kano ters döndü. Cihad ve Ayça hemen kanodan çıkıp kanoyu düzelttiler. Fakat kanonun içi yarıya kadar su dolmuştu. Bu şekilde kanoya bindiklerinde kanonun tamamen su alarak deniz dibine batmasından endişe ettiler. Benim kanonun içinde bulunan bir sünger ile suyu boşaltmayı denedim fakat iki kişilik kanonun iç hacmi taktir edersiniz ki epey fazla olduğundan dolayı bu kısa süreli girişimim sonuçsuz kaldı. Cihad kendi batık kanolarının ucundan ve bizim kanonun kıçından tutarak birleşimi sağladı. Özlem ve ben de tüm gücümüzle küreklere asılarak burundaki kayalığa çıkmaya çalıştık.

Artık rüzgara ve dalgalara karşı dik bir biçimde yol almaya çalışıyorduk. Epey uğraştık, kıyıya yaklaştığımızı hissediyorduk fakat harcadığımız güç ve aldığımız yola bakılırsa kıyıya ulaşabilmek pek mümkün görünmüyordu. İşin daha da kötüsü kürek çekmeyi bıraktığımızda rüzgar ve dalgalar bizi açığa atmaya devam ediyordu. Yani yapabileceğimiz tek şey kürek çekmekti. Uzakta bir tekne gördük. Var gücümüzle bağırdık fakat  sesimizi duyan olmadı. Teknelere bağırdık kıyıda güneşlenen, yüzen insanlara bağırdık  fakat nafile… Sanırsam ilk defa ciddi ciddi kendi başımızın çaresine bakamayacak bir durumda çaresizce ”imdat”, ”yardım”, ”tekne!” diye sesimiz çatallaşırcasına bağırdık. Sana yardım edebilecek kişileri görmek ve onların senin farkına varmaması çok çok kötü bir his… Cihad ve Ayça egenin soğuk sularında üşümeye başlamıştı. Kanonun için tamamen su aldı fakat denizin dibine batmadı. Sonuçta kanolar kiralık ve kanoların içinde araçların anahtarlarından, cep telefonuna ve kamp malzemelerine kadar pek çok eşyalarımız vardı. Cihad telefonlarının ve arabanın anahtarının bulunduğu en değerli poşeti bana uzattı ve ben de kanonun içine koydum. Dalgalara ve rüzgara karşı kürek çekmeye çalışırken dalgalar bir yandan da kanonun burnunu çevirmeye çalışıyordu. Dalgaları sürekli diklemesine almamız gerekiyordu çünkü bu dalgaları yanlamasına aldığımızda Cihad ve Ayça’nın kanosunda olduğu gibi bizim kano da anında ters düz olabilirdi. Ki öyle de oldu. Önce bir dalga önce kanomuzun yönünü çevirdi. Kanonun yönünü tekrardan karaya doğru ve dalgalara dik bir şekilde almaya çalışırken ikinci dalga kanoya yandan vurarak bizim de devrilmemize neden oldu.

a1vlcsnap-2013-07-16-17h07m00s221

Özlem bir aktiviteye başlamadan evvel kafasında tüm olumsuz durumları kurgular ve bunlara karşı önceden mantıklı çözümler üretmeye çalışır. Ne zaman ki bu olası olumsuzluklara karşı kendince çözüm fikri üretemezse o zaman huzursuzlanmaya başlar. Hatta ben de Özlem’in bu aşırı ehvamlı durumuna bozulup ona kızardım. Ama artık bu huyunu taktir ediyorum. Neden mi?  Bizim kano devrildikten sonra heyecan yapmadan kanoyu düzelttik. Böylelikle biz de egenin soğuk sularına boğazımıza kadar girmiş olduk. Kanonun içine  baktığımda Cihad’ların kanosunda olduğu gibi büyük ölçüde su aldığını gördüm. Özlem bu esnada kanonun üzerinde bulunan lastiklere sardığımız şnorkel setini çözmeye çalışıyordu. Bu esnada hiç konuşmadık, ne yapmak istediğini çok net anlamıştım. paletleri ve gözlüğü çıkarmasına yardım ettim. Hemen paletleri ayağına geçirdi ve gözlüğü takarak sırt üstü olabildiğince kuvvetli şekilde palet çırparak yüzmeye başladı. Bizim devrilen kano ile Ayça ve Cihad’ın bulunduğu kano arasında hatırı sayılır bir mesafe oluşmuştu. Özlem bu mesafeyi o kadar kısa bir sürede aldı ki benim artık bu civardan geçen bir tekneden ziyade Özlem’in karaya ulaşarak bize yardım getirmesinden ummanın daha mantıklı olacağına inandım.

a1vlcsnap-2013-07-16-17h11m49s67

a1vlcsnap-2013-07-16-17h17m52s138

Özlem iyi bir yüzücü. İyi ki paletlerimizi yanımızda getirmişiz. Tahmin edemeyeceğimiz kadar çok işe yaradı… Özlem tüm gücüyle kıyıya doğru yüzerken ben de içi su dolan kanonun düz durmasını ve içindeki eşyaların dalgaların etkisiyle dışarı çıkmasını engellemeye çalışıyordum. Bir yandan da Cihad ve Ayça’yı gözden kaybetmemeye uğraşıyor ve dalgaların beni daha da açığa savurmaması için ayağıma taktığım paletler ile orta tempoda kanoyu da tutarak karaya doğru palet çırpıyordum. Fakat kıyıya ulaşabilmek adına metre ilerleyebildiğimi sanmıyorum. Bu arada belirtmem gereken çok önemli bir nokta var. Can yeleklerimizi giymiştik. Ki bu dalgalı havada bizi boğulmaktan kurtaran en önemli ekipman kesinlikle buydu. Boğulmayacağımızdan emindim fakat uzun süre bu şekilde kalırsak muhtemelen hipotermi nedeni ile donarak ölecektik. Sanırsam hayatımda ilk kez doğaya karşı çaresizlik duygusuna kapılıp birilerinin yardım getirmesini veya birilerinin bizi fark ederek bize yardım etmesini bekledim. En iyi yaptığımız şey paniğe kapılmamak oldu. Kimsenin panik yapmaması bizim en büyük avantajımızdı.

a1vlcsnap-2013-07-16-17h27m03s240

a1vlcsnap-2013-07-16-17h45m21s5

Özlem’in yardım getirmesini beklerken bir yelkenli tekne Cihad’ları gördü ve onları aldı. Ardından bana doğru yöneldiler. Tekneden bir halat uzattılar kanoya bağlamam için. Uzatılan halatı kanonun burnundaki  taşıma koluna bağladım. Bu esnada Özlem’de yakınlarda bulunan balık çiftliğine çalışan römorkör tarzı çift motorlu ve güçlü bir tekne ile yanımızda bittiler. Özlem’i de gördükten sonra hepimizin sağ olduğuna ve tehlikeyi atlattığımıza ne kadar sevindim anlatamam. Şimdi tek yapmamız gereken kanolar ve içindeki eşyalarımızla beraber sağ sağlim kıyıya ulaşmaktı. Bu esnada Cihad’ ların kanosu halattan ayrıldı. Onu diğer tekneye bıraktık.

a1vlcsnap-2013-07-16-17h52m07s218

Deniz o kadar dalgalıydı ki kanoları tekneden uzatılan halata bağlamak için çok uzun süre uğraştık. Özlem’ler bizden daha önce kanoyu tekneye bağladı ve karaya doğru hareket ettiler. Biz uzun bir süre kanoyu tekneye bağlamak için uğraştık. Kanoyu tekneye bağlayabildiğimizde kıyıdan daha da açıldığımızı fark ettik. Ne kadar açıldık kesin söyleyemiyorum ama tekrardan kıyıya ulaşmamız epey zaman aldı…

DCIM100GOPRO

Yaşadığımız olayı burada kesiyorum. Çok çok ciddi bir deneyim yaşadık. Cihad’ların pek bir kaybı olmadı ama eşyaların tamamı ıslandı. Ayça çok sevdiği parmak arası terliğini kaybettine üzülüyordu. Ne kadar paniklemediğimizi bundan anlayabilirsiniz. Benim kayıbım çok daha büyüktü. İlk devrilme anından ve Özlem kıyıya yüzmeye başladıktan sonra çok ufak tefek şeylere sahip çıkamadım. Termoslu bardaklarımız mesela… Tekne gelip bizi kurtardığında tek isteğim tekneye çıkmak ve kanoyu tekneye bağlamaktı. Kanonun içindeki eşyaların çıkacağı aklıma gelmemişti. Denizde daha rahat hareket edebilmek için paletleri ayağıma taktığımda ayağımdaki yeni aldığım salomon fileli ayakkabılar kaşla göz arasında kayboldu. Batmadı ama dalgalar kısa sürede uzaklaştırdı…. Boynumda asılı olan Oakley Radar Path gözlük lastiğinden kurtulup derin sulara gömüldü. Giyim eşyaları birşey değil de teknenin arka bagajına yerleştirdiğim ve yerinden çıkması benim gözümde neredeyse imkansız olan yeni aldığım ortlieb rack pack çanta ve içinde bulunan yeni aldığım North Face Rock 2 çadır, havalı matlar, kaz tüyü uyku tulumu, decathlondan aldığımız piknik örtüsü ve ve ve optimus nova plus benzin ocağım ile kamp yemek setim egenin sularında göz göre göre kanodan çıkarak egenin sularında kayboldu…

Kıyıya çıktığımızda telefonların ve araç anahtarlarının bulunduğu poşetlerinde içine su girdiğini farkettik. Dördümüzünde telefonları iptal. Yani anlayacağınız benim Samsung Galaxy S3 telefon da sizlere ömür… Uzun bir süre anlık paylaşım yapamayacağım… Benim suda bıraktığım ekipmanlar çok kaba bir hesapla 3500 TL yapıyor. Özlem benzin ocağının gittiğini öğrenince ”oley !”  diyerek sevindi. Özlem’in benzin ocağı ile pek arası yoktu ve hatta adını ”Nazlı” koymuştu…. Özlem’in de ufak tefek eşyaları kayboldu. Tabii bir de kanoların karbon küreklerini de bu süreçte kaybettik. Kanoların çeşitli yerlerinde tekne ile taşıma esnasında hasarlar oluştu. Kano Diyarı’ndan görüştüğüm ve geçen seneki faaliyetimizden itibaren ara ara haberleştiğimiz  Bilgin Vatansever abimizle görüşmemde de ”Sizin canınız sağolsun çocuklar, size bir şey olmamış gerisi önemli değil” dedi çok sağolsun. Kısaca nereden baksak 1000 TLcivarında veya daha fazla  Bilgin abinin de zararı olduğunu tahmin ediyorum…

Neyse hepsi sağlık olsun. Biz kurtulduk. Kanoları kurtardık. Yaşadıklarımız macera değil, ağır bir deneyim oldu.

Peki neler öğrendik?

Hava rüzgarlı ve dalgalı ise denize girmeyeceksin arkadaş.

Hava, rüzgar ve dalga durumuna bakıp bunları okumasını bilmeden bir daha kesinlikle böyle aktivite planlama !

Deneyimli olmak o işi yapabilmek değildir. İşi yapabilmenin yanında zor şartlarda da işi kotarabilmektir. Kriz anlarında akılcı çözüm üretebilmektir. Kano devrilince neler yapılacağı konusunda internetten dersime çok iyi çalışmıştım fakat yeterli değildi… Kazandığımız deneyim pahallıya mal oldu. Ama daha da kötüsü de olabilirdi…

Olumsuz bir durumda, durumu iyi olan kişi hemen telefon ile sahil güvenlik, aklına numarası gelmiyorsa gerekli mercilere haber verebilecek bir kişiye telefon açıp durumu ve konum bilgisini göndermeliydi. Eminim çok daha kısa bir sürede yardım gelecekti…

Şu outdoor faaliyetlerinde kullanılan gps konum gönderen ve acil durumlarda en yakın güvenlik birliğine  konum bilgisini gönderen gps izleyici cihazlar bu tip durumlar için çok işlevsel olabilirdi. Aletin kendisi değil de aylık abonelik ücreti biraz el yakıyor…

Telefon için yapılan su geçirmez kılıflardan almalıydık ! Ya da direk su geçirmez telefon almak da mantıklı olabilir…

Sanırsam bu tip faaliyetler için su geçirmez telsizler varmış. Onları da uzun vadede araştıracağım. Kendi kanom olduğunda edinebilirim.

Rüzgara ters yönde bağırmak hiçbir işe yaramıyor !

Yeleklerde birer düdük olsa fena olmazdı… Bu düdük mevzusunu yaptığım tüm spor disiplinlerine uygulamayı düşünüyorum…

Doğa da kolay seçilen cart renkli ekipman görünürlüğü büyük ölçüde arttırıyor. Bulunmamızı sağlayan öğeler sarı ve turuncu kanolar, kırmızı can yelekleriydi.

Can yeleği olmazsa olmaz !

Kano faaliyetinde palet ve şnorkel seti taşımanın bu kadar işe yarayacağını hiç düşünmemiştim.Suda daha az güç ile çok daha fazla yol alınabiliyor.

Kano yaparken girdiğimiz koyda çevredeki insanları haberdar etmeliydik. En azından arada bir ufukta gözüktüğümüz müddetçe  bize bakabilirlerdi…,

Cihad’lar ilk ters döndüklerinde biz telefon ile sahil güvenliğe haber verebilirdik. Onu geçtim karaya doğru kürek çekerek Özlem’le beraber çok daha önceden yardım getirebilirdik. Fakat olayların bu derece sarpa saracağını akıl edemedik doğrusu…

Faaliyet her ne olursa olsun geçilecek rotayı birileri ile paylaşmak gerek…

Bu şartlarda denizde boğulmaktan ziyade hipotermiye girip donarak ölmek çok daha olası bir durummuş onu gördük…

Beraber aktivite yapacağın arkadaşlarını iyi tanı. Kriz anında panik yapacak kişiler ile bu tip aktiviteler yapma ! Bu açıdan çok şanslıydık. Herkesin bir outdoor geçmişi vardı ve herkes kriz anında soğuk kanlılığını korudu…

—————————

Basit gibi görünen bir yanlış güzel bir kano parasına mal oldu. Askerden sonra kano almayı düşünüyordum. Ekipmanlar ile peşin peşin bir kano parası ödemiş oldum. Üstüne canımızı kurtardık yeter bize…

Muhtemelen halen kürekler, benim çantalar, Cihad’ın turuncu matı, Ayça’nın çok sevdiği matı egenin serin sularında yüzmeye devam ediyordur. Bunların bir kaçını gören  arkadaş bu yazıyı okuyorsa şayet meraklanmasın. Biz kurtulduk. Eşyalar sağlamsa zaten denizcilik yasalarına göre bulanındır. Tepe tepe kullansın. Bizim hakkımız değilmiş o malzemeler…

Neyse biz yine bildiğimiz aktiviteden devam edelim. Bisiklet candır :) Kamp malzemelerinin çoğu gitti. Muhtemelen askerden dönünceye kadar yenilerini almayacağım. Bu süre zarfında da artık günübirlik turlara v.s. ağırlık veririz artık…

Kano / Seakayak yapacak arkadaşlar eğer araştırmaları sonucu bu yazıyı okuyorlarsa bu işi ciddiye alın diyorum. Doğanın şakası yok, hele deniz de hiç yok !

Son olarak bize iki yıldır kano temini konusunda elinden gelen desteği yapan, zor anımızda halimizden anlayan Kano Diyarı ve Bilgin Vatansever’e, hayatımızı kurtaran yelkenli teknedeki (mambo 2) Volkan Bey ve yanındaki arkadaşa ve balık çiftliğine çalışan teknedeki arkadaşlara, kanomuzun devrilmesi ile zaman kaybetmeden paletlerini giyip ok gibi fırlayıp bize yardım getiren Özlem’e ve gerek faaliyet esnasında gerekse kriz anında soğuk kanlılıklarını koruyup olumsuz durumlara isyan etmeyen, çözüm üretmeye çalışan Cihad ve Ayça’ya teşekkürü  borç bilirim.

Ne demişler? Bir musibet bin nasihatten iyidir. Musibeti yaşadık, nasihati yazdık ;)


Şunu daha büyük bir haritada görüntüle: Kano Deneyim

Yeşil: Kano sürüşü

Sarı: Dümen kontrolü esnasında sürüklenme.

Kırmızı: Kanolar devrildikten sonraki sürüklenme.

Mor: Yelkenli teknenin bizi çıkardığı yol.

a11017504_10151707495523058_1005197558_n

a1995415_10151707495003058_627150619_n

Ha bize gelince. Biz çok iyiyiz. Bir kaç gün olayın şokunu atlatmaya çalıştık. Ertesi gün Özlem, Cihad, Ayça ve ben tekrar buluşup durum değerlendirmesi yaptık. Kayıpları tazeledik. Közleyemediğimiz patatese, parmaklayamadığımız nutellaya, Özlem’in kaybolan gözlüğüne, Ayça’nın çok sevdiği giden terliğine üzüldük durduk :)

Hayat devam ediyor.

  • Çok çok geçmiş olsun, sizin de dediğiniz gibi mala gelsin , mal nasıl olsa bir daha alınır.. Tekrardan geçmiş olsun..

  • Okan Kaya

    Siz iyisiniz ya gerisi mühim değil, giden herşey geri gelir ama canı hiçbirşey geri getiremez.S3 gider S5 gelri, Rock 2 çadır gider Mountain 25 gelir hiç problem değil.

  • Aklım çıktı okurken, korku filmi gibi yaşadım o anlarınızı. Size bir şey olmamış çok şükür gidenler daha iyisiyle alnır. Bilmeyene dipnot ömrümde gördüğüm en soğuk denizdir Demircili koyunun suyu, en sıcak zaman da 5 dakika da donup çıkmıştım, geçmiş olsun …

  • Demir Berkay Yavrucuk

    Hepinize çok geçmiş olsun Enes. Ciddi bir tehlike atlatmışsınız.

  • Büyük geçmiş olsun.
    Eski bisikletçi yeni denizci olarak yaşadığınız deneyimi iliklerime kadar hissettim.
    Çıkardığınız dersler gayet yerinde olmuş. Ek olarak önerim telefonları kılıfa koymak yerine arabada bırakıp yanınıza acil durum için bir tane en ucuzundan alıp poşet yerine kuru kutuya koysanız (tekneye bağlı plastik turşu kabı gibi) daha yerinde olur.
    Ayrıca hava sakin de olsa deniz ve rüzgarın çok değişken olabileceğini, en ufak hata, ihmal ya da üşengeçliği kaldırmadığını, her zaman B C planlarının olması gerektiğini ben de kendi tecrübelerimden öğrendim.
    (bkz: http://youtu.be/y1RQEASk62Y)

  • tolgaümre

    yazını daha yeni görebildim enes,herbirinize çok çok büyük geçmiş olsun,geçen yıl yaptığınız kamplı kano turunuzdan özenmiş,kanodiyarı’nı araştırmış ve ‘bu sene ben de yaparım’ hayalindeydim,bu olay korkutmadı değil açıkçası.

  • Hulya Avdan

    Büyük geçmiş olsun Enes. Nasihatlerini paylaştığın için de çok teşekkürler… Tekrar bir etkinlikte sizleri görmek isterim.. Kendine iyi bak

  • Geçmiş olsun hepinize. Yazıyı yeni gördüm. Mal önemli değil, size bir şey olmamış ya, o yeter. O mallar tekrar yerine konur ne de olsa.
    Bu arada o koylardaki suyun ne kadar soğuk olduğunu ancak girenler anlayabilir. Düştüğünüzü duyduğumda benim ilk aklıma gelen suyun soğukluğu oldu.
    Geçmiş olsun tekrardan.

  • Çok geçmiş olsun Enes. Demircili Köyü’nde evleri olan bir arkadaşım da balığa çıktıkları kayığın motoru dalgalar nedeniyle tekleyince benzer bir sürüklenme problemi yaşadıklarını anlatmıştı. Açıkta telefonları da çekmeyince, motoru tekrar kurutup çalıştırana, karaya güç bela ulaşana kadar çok zorluk çekmişler. Rüzgarı, denizi iyi bilmek, bulunduğunuz bölgeyi iyi bilmek, iletişim sorunu yaşamamak için önlem almak, faaliyeti birilerine mutlaka haber vermek ilk akla gelen, senin de bahsettiğin önemli tavsiyeler mutlaka. Ayrıca soğuk kanlı kalabilmek de çok çok önemli. Kanolar suya batmış haldeyken dahi fotoğraf çekmiş olman panik yaşamadığınızın en iyi göstergesi. Ve bir de bu tip faaliyetleri gerçekleştirirken özgürlük hissiyle oluşan aşırı güven duygusu da muhtemelen en büyük yanılgımız oluyor. Malum daha şubat ayında Bozdağ’da sevgili Erdem’i çığ altında kalması sonucu kaybettik. Oysa ne kadar deneyimli bir dağcı olduğunu tanıyan herkes biliyordu. Bu anlamda sizlere bir şey olmamış olması olayın sevindirici yanı. Ayrıca böyle bir sorunu yaşayıp, bunu paylaşmanız ve bu tip faaliyetleri yapmayı düşünenleri bilgilendirmenizden ötürü size çok teşekkür ederim.

  • Burcu

    Enes, Özlem, Cihan, Ayça.. Hepinize geçmiş olsun..

  • Sabri Atalay

    Geçmiş olsun.

  • Aykut

    Çok geçmiş olsun,
    Yazınızı dikkatlice okudum ilk defa bu sporu yapacaklara bir örnek olmasını temenni ederim.

  • özgür öztür2

    selamun aleyküm ilk önce geçmiş olsun bende yeni aldığım kano ile kısa turlara çıkıyorum sizin bu tecrübeniz bana ders olsun kanocu arkadaşalra benimde ufak bir tavsiyem olsun kano devrildikten sonra kanonun içindeki suyu tahliye etmek için popmalardan muhakkak birtane bulunsun birde su geçirmez telefon en az can yeleği kadar önemli olan iki şey vardırki birincisi yedek kürek vede su geçirmez telefon telefon markası olarak jcb t909 araştırmanızı tavsiye edebilirim tekrardan geçmiş olsun

  • natural

    Öncelikle çok geçmiş olsun. Büyük tehlike atlatmışsınız; Sea kayak işinde her zaman tek kişilik kanolar başarı sağlıyor. Tek kişiliklerde devrilme esnasında bu kadarda su dolmuyor. Tahliyeside daha kolay oluyor. İki kişilik olanlara double trouble diyorlar. (Denge hız ağırlık uyum bakımından çok tavsiye edilmiyorlar) Yanınızda keşke birde su tahliye pompalarından olsaydı. Su dolu kanonun içine oturup 3-5 dk içinde yüzecek duruma getirebiliyorsunuz. Sizdeki kanolarda varmıydı bilmiyorum fakat Kanoların kıç ve baş altlarında daha fazla batmaması için şişme yastıklarda batmayı büyük ölçüde azaltıyor ve tahliyeyi kolaylaştırıyor.

    • Canavar’ül Velosipet

      Selamlar,
      Kesinlikle yeterli tecrübeye sahip değildik. En azından böyle bir havada sea kayak ile yola çıkacak kadar tecrübeli değildik. Verdiğiniz bilgilerin bazıları o an yapabilseydik bu kadar güç duruma düşmeyebilirdik. Fakat bazı noktaları uygulayabilecek bir ortam yoktu. Yorumunuz için çok teşekkürler. Şimdi çok iyiyiz ve hayatımıza kaldığımız yerden devam ediyoruz.

      Sea Kayak defteri kapanmadı elbette. Bu gaz ile bu olaya çok daha derinlemesine girmeyi planlıyorum :)

  • Volkan Kaya

    Geçmiş olsun
    Ben, öncelikle böyle bir talihsizlik yaşayıp da bunu yazılı ortama aktardığınız için teşekkür etmek istiyorum. Son yıllarımın neredeyse yegane sporu seakayak. Bu işe keyifli ve tecrübeli bir ekiple, Bodeka’yla başladım. Ben de sizler gibi eski bir doğa sporcusu ve bisikletçiyim. Deniz konusunun hiç de şakaya gelmeyecek bir konu olduğunun farkında olarak başladım bu işe, diğer web kaynakları, kitaplar DVD’lerle bilgimi ve tecrübemi artırmaya çalıştım sürekli. Bu süre içinde Bodeka’da eğitmenlik de yaptım, insanlara sürekli can yeleğinin öneminden, her zaman kötü ihtimallerin düşünülmesi gerektiğinden bahsettim. Neredeyse kendim bile paranoyak olduğumu düşünecektim. Bu anlamda, paylaşımınızı yeni başlayan arkadaşlarla severek paylaşacağım.
    2009 yılında benim de başımdan sevimsiz bir olay geçti. İki kişiydik, can ya da mal kaybımız olmadı ama çok şey öğrendik.
    Okuyup da çok beğendiğim ve çevirisini yaparak kendi web sayfamda paylaştığım bir yazıda “kayak tecrübenizi geliştirmenin 22 yolu” isimli makaledeki bir madde diyor ki, “bir etkinlikte çuvallayın”. Ben bu maddeyi ucundan da olsa tamamladığımı düşünüyorum. Bazen çuvallamak, diğer bi deyişle sıçmak, bazen çok şey katıyor.
    Sizler artık daha deneyimli seakayakçılarsınız :)

    Not: Lütfen Özlem’e söyleyin Optimus Nova candır :D

  • Argun Akdoğan

    Öncelikle başınıza gelen olayı paylaştığınızı için sizi kutlamak isterim. Bu tür deneyimlerin paylaşılması bu sporu yapan herkes için öğretici olacaktır. Ankaralı iki trekkingçi olarak Karia ya da Likya yolunu yürürken gördüğümüz muhteşem kumsallara deniz yoluyla ulaşabilmek için bu spora başlamaya karar verdik. Yaptığımız araştırma sonucunda Volkan Kaya’nın web sitesini görüp kendisi ile yazıştık ve kendisinin önerisiyle Dean Livesly’den eğitim aldık. Daha sonra da kendisinin rehberliğinde Ölüdeniz’den Fethiye’ye 3 günlük kamplı bir kayak turu yaptık. Kendimizi hala bir rehber olmadan bu sporu yapmaya hazır hissetmiyoruz. Denizin şakası yok. Eğitim sırasında kurtulma teknikleri öğretiliyor ama bu teknikleri sürekli olarak ve farklı hava koşullarında tekrarlamak gerekiyor. Belki bir fırsat yaratıp eğitim alabilirsiniz. Yeni ve keyifli deniz kayağı maceralarınızı okumak dileğiyle. . .

  • Yusuf Kargınoğlu

    Kazaların gizlendiği-sır olarak kaldığı, kimsenin “Ben hata yaptım.” demediği, bunu demediği için de “Bu hatalardan şu dersleri çıkardım.” diyemediği, bunu diyemediği için de internete aktaramadığı, bunu aktaramadığı için de aynı olayı tecrübe edecek kişilere -belki de onların canlarına mâl olacak- bir kötülük ettiği bir ortamda “Biz hata yaptık, şunları öğrendik, siz de dikkat edin!” diyebilmek!

    Başlangıç seviyesindeki bir seakayakçı olarak ne kadar teşekkür etsem az. Sayenizde denizler biraz daha güvenli!

  • kayaksula

    Selam

    Geçmiş olsun.

    Aynı şey benim de başıma geldi.

    Birkaç pratik bilgi paylaşmak istedim:

    Tandem kayakları bilmiyorum ama tekli kayaklarda olay şöyle. Eğer eskimo hareketini (http://en.wikipedia.org/wiki/Kayak_roll) bilmiyosanız ya da ilk seferinde başarısızsa, düştüğünüzde kayağınıza çok fazla su dolar (Kayak depo kapakları açılmadığı sürece üstüne de binseniz batmaz bu arada). Kayağa bir kaç giriş yolu var, bir kaçı kürekle öteki tekrar eskimo yapmak. Neyse girdiniz diyelim kayağa, o dalgada ve havada, kayakta da su olacağı için kayak dengesiz olacaktır ve bir kaç saniyede tekrar devrilecektir. Bu yüzden kayaktaki suyu çok hızlı boşaltmanız lazım, tercihen de ellerinizi kullamadan ki kürek çekebilin; tespit ettiğiniz üzere rüzgara karşı hareket eden bi kayak daha dengelidir. Benim eski kayağımda elektrikli pompa vardı kendi kendine su boşaltıyodu. Ayak pompaları da var ya da her kayakçının yanında olması gereken sintine el pompası ile idare etmeniz lazım. Bu da zor bi iş. (eğitimlerde verildiği gibi değil gerçek hayatta) Eteği açtığınız anda bütün deniz kayağa dolacaktır. Sil baştan. Bi süre sonra yorgunluk da çökecektir.

    Bu yüzden pompayı etekle bedeniniz arasında bi şekil sokup(ya da bazı eteklerde sırf pompa için delikler oluyo —-http://www.chillcheater.com/aqshop/catalogue.php?id=2911&page= —ki beni bu kurtardı) azcık kürek çekip(kayağı dalgalara dik tutmaya çalışarak) suyu boşaltmanız lazım.

    Diyelim bu da olmadı ve ki sürekli devriliyosunuz.. İşaret fişeksiz kesinlikle çıkmayın(bunlar kırmızı ya da beyaz renkte olur, marin dükkanlarında satılır. Bizde bir de havalı tüplü korna var. Bu da çok işe yarıyo. Önden giden kayağa mesela haber vermeye ya da yaklaşan bi tekneye kendinizi belli etmeye yarıyo. Bu da marincilerde satılıyo.

    spot connect tarzı cihazlarda olur ama yakın yerlerde su geçirmez telefon kılıfı en iyisi. Benim yaşadığım hadisede kulaklık çıkışlı telefon kılıfı vardı ve çok rahat sahil güvenlikle konuşup kordinatlarımı falan verebilmiştim. Sahil güvenlik gelmeye üşenip balıkçı gönderdi gerçi, o da ayrı bi durum. =)

    Mümkünse tandem kayak kullanmayın. Onun idaresi çok daha zor.(diye tahmin ediyorum)

    Denize düştüyseniz hiç bi durumda depo kapaklarını açmayın.

    Şimdilik 10 knotu geçen havalarda çıkmayın ki videodaki hava 15 kt var.

    Su serinse her zaman suya düşecekmiş gibi giyinin. (Neopren falan mesela)

    Küreği nasıl kaybettiniz bilmiyorum ama normalde kürekler bi ip ya da lastikle kayağa bağlanır.(paddle leash deniyo) Ayrıca yedek küreksiz çıkmayın. Yamasız tura çıkmak gibi bişey. Marathon mondial de kurtarmaz =)

    Temel bi eğitim alın bence. Biz de 4-5 sene önce fethiyede deanden ders aldık. 2 gün temel teknikleri öğrenseniz gerisi kitaplar ve youtubedan hallediliyo. Kaştta Gökovada ve istanbul Bodekada da eğitimler var sanırım.

    Ayrıca kayaktan soğumayın düştük diye. Fakat kayaklar tercih edebilirsiniz. Ben mesela düştüğüm kanoyla uzun tur yapmıyorum artık. Farklı daha dengeli bi kayak seçilebilir.

    Çok onu bunu yapmayın oldu ama bu kayak işi kötü havada biraz teferruatlı bi iş. Ama tadından yenmez bi alışınca.. Canavarı karada takip ediyoruz denizde de takip etmeyi isteriz.

    Tekrar geçmiş olsun